Satürn'de sek sek

Satürn'de sek sek
ben diye biri

26 Şubat 2012 Pazar

Miras Kanser



                                                     Her şey mesafelerle alakalı
                                                                Çünkü gidemiyoruz


Gölde serap görme, çölde girme duşa
Böyle demişti çirkin dudaklı güzel muhterem
Öldürdükten sonra kıyım kıyım sarıl bana
Hissetmese de elektrikli yüklüdür ayrılığın ayağına basan nedimem

Paris’te hep böyle soğuk olur, sen bakma kısa kollu Fransız romanlarına
Ayaklarıma rakı döksen, sarhoş olacağım
O kadar açım, 6.30ta randevusu olan lobi hanımlarına..

Yanımda çerçöp, yırtık teskere
Doğal analitik cancağızım
Yanımda değilken daha çok özlüyorum seni

Herkes kralı çıplak sanıyor, oysa adam nü
Do notasında bir hicaz başlıyor ki, şamdanlar kekeme
Çanlar, canlar; kör hırsızlar karanlık için çalıyor
Duygusal boşluk
Duyusal loşluk
Ne diyeyim tütün kolonyam, bu fasılda hoşluk bize darılıyor

Sararıp kalan şarabı görüyorum, gözlerime inanıyorum
Kirpikten at fışkırıyor, deh gibi deh
Ben kendimi dişlerimden fırçalıyorum
Şu fosil kentte
Şu kılsız gorilde
Ah ayrılık da var ya işte o serde
İnsansız hava uçağı kaldım
Tek’illikten doğduğum evi bombalıyorum
Gel bana, sarıl beni
Kalbe iyi gelecektir
Dört kollu tabut taklidi:...

Yanımda tek tekerlekli ameliyat masası
Bu akıl bu omurgayı çat diye patlatacak…

Ah iskeletimle sevişen morg sevgilim
IQ’ün pek düşük; yine de seviyorum seni…


  

WILLIAM BLAKE

Hapishaneler yasanın taşlarıyla yapılır; genelevler dinin tuğlalarıyla. 

ARTHUR SCHOPENHAUR

Opera için teleskop, tavşan avı için havan topu ne kadar fazlaysa hayat meseleleri için de benim aklım ve ruhum o kadar fazla.  

Montaigne

Krallar ve filozoflar da sıçar. Hatta kadınlar bile

Afrika Atasözü

Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar avcılık öyküleri hep avcıyı yüceltecektir.

Blaise Pascal

Mutsuzluk, melek olmak isteyeni hayvan yapar

Spinoza

Havaya fırlatılan taş konuşabilseydi kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi. 

16 Şubat 2012 Perşembe

aşk ve bağırsak zehirlenmesi

                                                                   
Yer çekici
Yanaklarım güney-kuzey
Her uyanışta farklı bir secde
Tanrı’nın dikim hatasında
Tangodan sonra güneşe incelmek
Böyle olmalı diyorum
Demesem daha iyi, demiyorum

Cehennem çürük
Her sabırda işgalin unuttuğu son lokma
Bir yerde uçurtmalar çarpışıyor
Rüyamdaki cümbüş, havadaki taban gibi
Kalemimde harften başka her şey
Birkaç kereden sonra fazla olmak böyle olsa
Diyorum
Demesem daha iyi, demi…

Keman düştüğünde akşamüstü sesi çıkarır
Ses dediğin, bir elde ediş yöntemi
İsim önemli değil, renk biraz
Bıkkınlık ya da sultan olmaktan vazgeçiş
Terazi kendini tartmayı deniyor

Lüks bir vitrinin önünden geçer, kostümünü içerde unutmuş
Dilenci
Çıplaklık demek istemiyorum var oluşun bir şeyli sembolüne
Deride yangın çıkabilir, kuştur yolunur
Sel ürün verir derideki birsiz itfaiye defterine
Sel ürün verir, vermez, vermeli, vermiyor
Demesem daha iyi…

Şimdi toprağın sonrası
Soluklanmadan önce büyü, büyüden sonra zapt
Merdiven çiçek kokuyor,
Başkasıyla çarpıldığında fazla veya eksik
Sudan kuyu çıkabilir, eksik veya fazla eksik
Poz verdikten sonra tatlı bir gezegene, cebimdeki üç
Balıkla bir akvaryum almak
Böyle olmamalı diyorum
Demesem daha iyi

Diyorum…