Satürn'de sek sek

Satürn'de sek sek
ben diye biri

11 Mayıs 2012 Cuma


Tek Kişilik Harem

Bu körfezde savaş işgale iştigal eder
Kalbim, kullanıcısını kırmış dekoder…

Tek kişilik haram, yalnızlık da uçunca çöküyor mobilyalar
Yani bu misketler ya çemberin, ya da senin değil bu bilyalar

Aşkım hakimi aldatmaya yönelik idam mahkumu
Tek kişilik haremde boynuma sevdiriyorum boynumu

Kış sıcağında eve dondurmalar taşıyan bir dayı
Yani anne yarısı, yani hayat tamamı
Ben zamanı böyle hatırlıyorum, beni geçtiği yerden
Bu savaşta bizzat ‘kara’ ayak basıyor, ki özlemenin rengi Çarşamba
Kalbim, üstü asta dövdüren yaralı kıdem…

Tarih otur sıfır, yok ne menem yok hiç hayat bilgisi
Hep kadın gövdesiyle şişiyor, bira göbeği, şarap gecesi

Zehrimi yanlış yüzüklerden içtim, bir tat arefesi, bir virgüllü kıymet imi
Tavanlar değil yıldızlar
Ölüler değil, kıpırdanışlar kovalıyor gölgemi

Aşkım uzayı daraltan açılmamış konserve kutusu
Aşkım, içinden çıkanların içime girdiği çok kişilik yalnızlık uğultusu…

26 Şubat 2012 Pazar

Miras Kanser



                                                     Her şey mesafelerle alakalı
                                                                Çünkü gidemiyoruz


Gölde serap görme, çölde girme duşa
Böyle demişti çirkin dudaklı güzel muhterem
Öldürdükten sonra kıyım kıyım sarıl bana
Hissetmese de elektrikli yüklüdür ayrılığın ayağına basan nedimem

Paris’te hep böyle soğuk olur, sen bakma kısa kollu Fransız romanlarına
Ayaklarıma rakı döksen, sarhoş olacağım
O kadar açım, 6.30ta randevusu olan lobi hanımlarına..

Yanımda çerçöp, yırtık teskere
Doğal analitik cancağızım
Yanımda değilken daha çok özlüyorum seni

Herkes kralı çıplak sanıyor, oysa adam nü
Do notasında bir hicaz başlıyor ki, şamdanlar kekeme
Çanlar, canlar; kör hırsızlar karanlık için çalıyor
Duygusal boşluk
Duyusal loşluk
Ne diyeyim tütün kolonyam, bu fasılda hoşluk bize darılıyor

Sararıp kalan şarabı görüyorum, gözlerime inanıyorum
Kirpikten at fışkırıyor, deh gibi deh
Ben kendimi dişlerimden fırçalıyorum
Şu fosil kentte
Şu kılsız gorilde
Ah ayrılık da var ya işte o serde
İnsansız hava uçağı kaldım
Tek’illikten doğduğum evi bombalıyorum
Gel bana, sarıl beni
Kalbe iyi gelecektir
Dört kollu tabut taklidi:...

Yanımda tek tekerlekli ameliyat masası
Bu akıl bu omurgayı çat diye patlatacak…

Ah iskeletimle sevişen morg sevgilim
IQ’ün pek düşük; yine de seviyorum seni…


  

WILLIAM BLAKE

Hapishaneler yasanın taşlarıyla yapılır; genelevler dinin tuğlalarıyla. 

ARTHUR SCHOPENHAUR

Opera için teleskop, tavşan avı için havan topu ne kadar fazlaysa hayat meseleleri için de benim aklım ve ruhum o kadar fazla.  

Montaigne

Krallar ve filozoflar da sıçar. Hatta kadınlar bile

Afrika Atasözü

Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar avcılık öyküleri hep avcıyı yüceltecektir.

Blaise Pascal

Mutsuzluk, melek olmak isteyeni hayvan yapar

Spinoza

Havaya fırlatılan taş konuşabilseydi kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi. 

16 Şubat 2012 Perşembe

aşk ve bağırsak zehirlenmesi

                                                                   
Yer çekici
Yanaklarım güney-kuzey
Her uyanışta farklı bir secde
Tanrı’nın dikim hatasında
Tangodan sonra güneşe incelmek
Böyle olmalı diyorum
Demesem daha iyi, demiyorum

Cehennem çürük
Her sabırda işgalin unuttuğu son lokma
Bir yerde uçurtmalar çarpışıyor
Rüyamdaki cümbüş, havadaki taban gibi
Kalemimde harften başka her şey
Birkaç kereden sonra fazla olmak böyle olsa
Diyorum
Demesem daha iyi, demi…

Keman düştüğünde akşamüstü sesi çıkarır
Ses dediğin, bir elde ediş yöntemi
İsim önemli değil, renk biraz
Bıkkınlık ya da sultan olmaktan vazgeçiş
Terazi kendini tartmayı deniyor

Lüks bir vitrinin önünden geçer, kostümünü içerde unutmuş
Dilenci
Çıplaklık demek istemiyorum var oluşun bir şeyli sembolüne
Deride yangın çıkabilir, kuştur yolunur
Sel ürün verir derideki birsiz itfaiye defterine
Sel ürün verir, vermez, vermeli, vermiyor
Demesem daha iyi…

Şimdi toprağın sonrası
Soluklanmadan önce büyü, büyüden sonra zapt
Merdiven çiçek kokuyor,
Başkasıyla çarpıldığında fazla veya eksik
Sudan kuyu çıkabilir, eksik veya fazla eksik
Poz verdikten sonra tatlı bir gezegene, cebimdeki üç
Balıkla bir akvaryum almak
Böyle olmamalı diyorum
Demesem daha iyi

Diyorum…
                 
     

31 Ocak 2012 Salı

Bence Biliyorsun


Acımı kilitledim rahminin serin derinine
Bence biliyorsun, dolmaz artık kara – dolu fincan
Kara dul acıtmaz, Madrid’de kendini asan Rönesans’ı…  

Fal, kahve ve karanlığın aklıdır
Oradan bakılır, oradan görülür
Zaman yok, tarih var
Kumaş yok, ten var
Üç vakte kadar tüm yüzler aynalara kırılır…

Kal
Bu, soytarının krala biricik ricasıdır
Tüm ülke can ağlarken
Tabut, tahtanın penaltısıdır…

Bence biliyorsun bu basınç bu kalbe az
Sivrisinek kan emer
Kaybolmuş Bataklıklar
Ben seni emerim
Bu dinde Tanrı yasaklanmaz…

Yollarda uyumayın sakın
Sevgili, bazen sadece yollardır.

Bence biliyorsun
Bu son sigaramız…

Yanmıyor

Ve

Bitecek… 

20 Ocak 2012 Cuma

Kulak - Burun - Aşk

Kulak Burun Aşk

  Çünkü ben şiire aşık olmak üzereyim
El yazım güzel, elim titrek
Elimden düşmüş elinin, diğer elime çıktığına inandım

Sana geldim…

Çünkü ben Borges’i bira gecesinde 14 kere sayfa sayfa çevirdim
Allah seni inandırsın
Kainat seni kandırsın
Sen bana İzmir üfle, ben kalbindeki bademcikleri alayım…

Çünkü rüyalı uykusuzluğu
Çünkü gerdanlı boynunu
Çünkü aradığın kitabı bir türlü bulamazken yalnız olmamayı özledim.
Kadıköy’de Beşiktaş’ı bekler gibi
Allah seni inandırsın
Çekmece seni karıştırsın
Ben seni Borges’ten daha çok hatmettim…

Garsın kenevir getirdi, oysa ben haşhaş istemiştim
Lokantada tok karnına aç eceli bekler gibi
Oysa sen tek başına bir ebat
Çok başına dilimi rendeleyen marmelat
Sen yüzüyle yürüyen yüzgeçsiz balık gibi
Sen karada denizi, vapurda treni, kedi sırtlarında beni bekledin…

Çünkü Borges kapandı
Bira gecesinde kivi çayı kendi kendine yeşillendi
Hayvan yanımda uyudu
Yanında uyandı
Hayvan
Aslında
Hiç olmadı…

Çünkü el yazımı elinde elim elim
İzmir’i İstanbul’da bekler gibi
Açılmamış han, leşleşmemiş ölü gibi
Boynunda tramvay gurultusu, durdu gidecek
Sepette kedi sıkışmışı, durdur gelecek
Ah elim, sol elim, sağ elim, orta elim
Çünkü burası
Ne demiştik?
Çünkü ben bu şiire aşık olmak üzereyim…




6 Ocak 2012 Cuma

6 Uçak Düştü; 1 Gökyüzü Ölü

Soyun!

Muzdan bankaları, elektronik orgazmları Soyun!

Falda kararmış hakikati!

Soyun!

Soyun sopunu çilekli hıdrellezin

Ateş yanmıyorsa; çıplak suyu Soyun!

Bitmez kral olmadan prens,

Bitmez ceset olmadan kral bu oyun!

Çığlık ve pil ötüyor

Yerin altında dünya kurcalanıyor

Işık rahatsızlık, Işık, fazla

Bütün fareler migren, bütün tuğlalar tahta

Beni de bunu da sonu da Soyun!

Heyhat çok ayıptır!

Çocuklar balonlarıyla sataşırken fezaya

Erkek olursam adımı götünüze

Kız olursam adımı amınıza

Koyun!